NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عُبَيْدُ
اللَّهِ بْنُ
عُمَرَ حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الرَّحْمَنِ
عَنْ هَمَّامٍ
حَدَّثَنِي
مَطَرٌ عَنْ
قَتَادَةَ عَنْ
أَبِي
بُرْدَةَ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ بِمِثْلِ
ذَلِكَ
Şu (bir önceki 2656.)
hadisin bir benzeri Ebû Bürde'nin babası, Ebû Musa el-Eş'arî'den de rivayet
olunmuştur.
İzah:
Bezlü'l-mechûd yazarına
göre burada kasdedilen, Ebu Mûsâ
(r.a.)'dan rivayet edilen şu mealdeki hadis-i şeriftir:
"Biz Rasûlullah
(s.a.v.) ile beraber (seferde) bulunurduk da her vadi üzerine çıktıkça sesimizi
mutadından ziyade yükselterek tehlil ve tekbir ederdik. Bunun üzerine Nebi
(s.a.v.):
"Ey Nâs canınıza
acıyın, sesinizi yükseltmeyin. Şüphesiz siz ne sağın çağırıyor, ne de gaibe bağırıyorsunuz!
Dua ettiğiniz O (Allah), muhakkak sizinle beraberdir. Hem o sesinizi çok iyi
işitir. O, size (uzak değil) çok yakındır." buyurdu.[Bu hadis için bk.
1528 numaralı hadis; Miras Kâmil Tecrid-i Sarih, 1254 numaralı hadis.]
Musannif Ebu Davud'a göre
bu hadis-i şerifte bir önceki hadis-i şerif gibi düşmanla savaş esnasında
bağırıp çağırmanın mekruh olduğuna delâlet etmektedir.